İbn-i Sîrîn - Rüya tabirleri



Tâbiînden olan lbn-i Sîrîn, Hz. Osman (r.a)'ın hilâfetinin son iki yılı içinde doğdu: Hazreti Ebû Hüreyre, Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Zübeyr, İmrân b. Husayn ve Enes b. Mâlik (r.a) gibi sahâbîlerden hadîs rivâyetinde bulundu.

Hasan-ı Basrî'nin muâsırı/çağdaşı olan İbn-i Sîrîn, son derece takvâ sâhibi idi. Helâl ve harâmı iyi bilir ve ona göre hareket ederdi. Kimseyi kötülemez, kimseye hased etmezdi. Doğ­ruluğu şiar edinmişti. Kötü yolda olanları münâsib dil ile îkâz eder, öğüt verirdi. 

Birisi ona gelerek; 

— Cenazenin sâhibinden hayâ ederek cenâzeye ka­tılana sevap var mı? diye sorar. İbn-i Sirin; 
— Bir değil, iki sevap vardır. Birisi kardeşine duâ et­men, ikincisi hayatta olanları ziyâret etmen, diye cevap verir. 

İbn-i Sîrîn rüyâ tâbirinde büyük iktidâr sâhibi idi. Âlimler onun rüyâ tâbirindeki ehliyetini kabûl etmişlerdir. 

Bir gün İbn-i Sîrîn'e birisi gelerek; "Rüyâda elbisemi yıkıyor fakat bir türlü arınmıyor görüyorum." der. İbn-i Sîrîn; "Sen kardeşinle münâsebeti kesiyorsun." diye cevap verir. 

Yine bir gün bir başkası gelerek; "Rüyâda bir kabdan bal yalıyorum" der. İbn-i Sirin; "Allah'dan kork, Kur'ân'a dön. Çünkü sen Kur'ân'ı öğrenen ve sonra da unutan biri­sisin." diye cevap verir. 

İbn-i Sîrîn, Hicrî 110 (M. 728) yılı Şevval ayında Basra'da Allâh'ın rahmetine kavuşmuştur. 

Yorumlar